Tedbir nafakasının kaldırılması davası, boşanma sürecinde veya evlilik birliğinin sona ermesinin ardından, bir tarafın diğer tarafa ödemek zorunda olduğu tedbir nafakasının kaldırılması için genellikle Bursa boşanma avukatı tarafından açılan davadır. Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davalarında, maddi açıdan güçsüz tarafın geçici olarak korunması amacıyla, mahkeme tarafından bir tedbir olarak belirlenen nafaka türüdür. Ancak, bu nafakanın […]
Çocuk mallarının korunması, hukukun çocukların maddi haklarının ve menfaatlerinin korunması adına oldukça önemli bir konudur. Çocuklar, küçük yaşta olmaları nedeniyle kendi haklarını tam anlamadıkları ve koruyamadıkları için hukuken onları koruyacak düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bu düzenlemeler, özellikle çocuğun sahip olduğu mal varlığının kötüye kullanılmasını, zarar görmesini engellemeyi amaçlar. Çocuk mallarının korunması, velayet, vasi, vesayet gibi kavramlarla
Terk ihtarı, bir eşin diğerini terk etmesi durumunda, terk edilen eşin, terk eden eşe resmi bir yazı ile yaptığı bildirimdir. Bu bildirim, Türk Medeni Kanunu’na göre, boşanma davası açmak isteyen terk edilen eşin, terk eden eşe, terk etmeyi sonlandırma veya geri dönme konusunda bir süre tanıması amacıyla gönderilir. Terk ihtarının gönderilmesi, boşanma davası açısından önemli
Evlenmenin butlanı, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan bir kavramdır ve hukuki açıdan geçerli olmayan evliliklerin sonradan iptal edilmesi anlamına gelir. Bir evlilik, bazı hukuki sebeplerle geçersiz sayılabilir. Bu durumda, evlilik geçerli sayılmaz ve bir tür “iptal” işlemi yapılır. Evlenmenin butlanı, tarafların eşitlik ilkesine uygun olarak düzenlenen evlilikte, hukuken geçerli olmayan bir durumun tespit edilmesi ile
Zina nedeniyle boşanma davası, bir eşin diğer eşinin sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi sonucu açılan bir davadır. Evlilikteki sadakat yükümlülüğü, eşlerin birbirlerine karşı dürüstlük, güven ve sadakatle hareket etmelerini gerektirir. Zina, bu yükümlülüğün ihlali anlamına gelir ve boşanma için geçerli bir sebep teşkil eder. Boşanma davası, zina nedeniyle açıldığında, davalı eşin zina yapmış olması, boşanma talebinin
Terk nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen boşanma sebeplerinden birini oluşturan “terk” durumuna dayalı bir boşanma davadır. Terk, eşlerden birinin diğerini, evlilik birliği içinde yaşanması gereken yükümlülükleri yerine getirmeksizin ve hukuki bir mazeret olmaksızın, aniden terk etmesidir. Bu terk, eşlerin birlikte yaşaması gereken yerden, yani aile konutundan ayrılma anlamına gelir. Terk, genellikle, eşlerden birinin
Aile Konutu Şerhinin Terkini davası, eşlerden birinin, diğer eşin rızası olmadan taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunamaması amacıyla konulan aile konutu şerhinin kaldırılması için açılan davadır. Bu şerh, ailenin birlikte yaşadığı konut üzerinde yapılacak işlemleri, örneğin satış, ipotek veya devri engeller. Ancak bazı durumlarda, örneğin boşanma ya da aile konutunun kullanılmaz hale gelmesi gibi hallerde, şerhin kaldırılması
Aile mallarının korunması, aile bireylerinin haklarının güvence altına alınması amacıyla Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş önemli bir konudur. Bu yazıda, aile mallarının korunması davası, şartları, yapılması gerekenler ve bu davayı kimin açabileceği ile çocuğun mallarının korunması konuları ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Aile Mallarının Korunması Davası Nedir? Aile mallarının korunması davası, aile üyeleri arasındaki malların, hakların ve
Boşanmadan sonra açılan tazminat davası, boşanmanın sonuçlarına bağlı olarak bir kişinin diğerine maddi ya da manevi zararlarını telafi etme amacı güder. Tazminat davasının temel amacı, boşanma nedeniyle bir tarafın uğradığı maddi kaybı ya da manevi zararı telafi etmektir. Ancak her boşanma davası tazminat davasına dönüşmez. Tazminat talebi, yalnızca belirli koşulların sağlanması durumunda gündeme gelir. Boşanmadan
Kişilik haklarına saldırının önlenmesi, hukuk sisteminde önemli bir yere sahiptir. Türk Medeni Kanunu, Anayasa ve diğer yasalar, kişilik haklarının korunmasına dair çeşitli düzenlemeler içermektedir. Kişilik haklarının ihlali, bireyler üzerinde psikolojik ve sosyal etkiler yaratabileceği gibi, toplumsal huzuru da tehdit edebilir. Bu nedenle, kişilik haklarının korunması sadece bireysel bir mesele değil, toplumsal bir gerekliliktir. Kişilik Haklarına
